23 Eylül 2011 Cuma

ELİMDEN GELENLER..

Yine hayatla başlayan tümceler.. Yeni bir sene, yeni heyecanlar, daha hızlı çarpan bir kalp, endişe ve biraz da korku.. Evet, yeni okul yılının bana hissettirdikleri şu an tam da bu.. Elimden geleni yaptım ama olmadı cümlesini söylemek istememe durumu, bu sene bittiğinde bu cümleyi kurmak istemiyorum, aynı surat ifadesini takınıp üzgünüm demek istemiyorum. Biliyorum zor olacak, ama elimden gelenden fazlasını yapıp ne kendimi ne de ailemi bir hayal kırıklığına daha uğratmak istemiyorum, bana güvenen insanları en önemlisi de kendime olan güvenimi kaybetmek istemiyorum. Çünkü o cümleyi her kurduğumda hayallerimden biraz daha uzaklaştığımı hissediyorum ve sanırım en korkuncu da bunu hissedip elinden bir şeyin gelmemesi..

Ama bu sene öyle olmayacak, öyle hissediyorum, öyle hissetmek istiyorum çünkü. Daha fazla yoracak olsa da beni bu sene hayat, okul, gelecek telaşı; her şeyin yoluna gireceği düşüncesi beni rahatlatıyor, yalan da olsa böyle olacağını bilmek bana canlılık veriyor. Ve yapmam gereken tek şey çalışmakken, endişe etmek yerini sessizliğe bırakıyor. Zor olmamalı, değil mi? Çünkü herkes yapıyor.

Elimden geleni yaptıktan sonra da sıra ayağımdan geleni yapıp adım adım hayallerime yürümek ya da hayalim olduğunu sandığım düşlere bir adım daha yaklaşmak.. Hayal nedir ki, her gün yeni bir hayalle uyanıyorum ben. Ne yapmak istediğimi bilmiyorum, ne olmak istediğimi de.. Tek bildiğim, burada olmak istemediğim..

Mutsuz değilim, mutlu olacağımı da düşünmüyorum çünkü uyumluyum. İtiraz ediyorum bazen, itiraz etmemem gerektiğini idrak edinceye değin.. Bir işe yaramıyor kendime, doğama, evrenime karşı gelmek, karşı gelmek bana sadece zaman kaybettiriyor.. Kabullenmemi yavaşlatıyor ve beni birkaç basamak aşağı ittiriyor sadece. Memnunum olabileceklerin en iyisi olduğum için, kimseyi değiştirmiyorum, değiştiremediğimden. Amacım daha da mutlu olmak değil, seviyorum seviliyorum ve bu yeterince mutluluk veriyor bana. Eksik değilim, eksik hissetmiyorum. Her şey tam ve olması gerektiği gibi. Zamana bırakıyorum hayallerimi ve geleceğimi, zamanın ilaç olduğunu değil serum olduğunu düşünüyorum, fazlası ödem yaratıyor kimliğimde.. Ama elimden bir şey gelmiyor daha fazla, elimden geleni zihnimde toplayıp yeni düşler kuruyorum.. Ve bir sene daha ekemediğimi biçmeye çalışmadan nadasa bırakıyorum kalbimi..

28 Haziran 2011 Salı

Onlar..

Onları, başkalarını sevdikleri için sevdik.
Onların, başkalarını sevmelerini sevdik aslında.
Ne de güzel sevdiler..

21 Haziran 2011 Salı

Git-me.

Ve işte gidiyorsun,
Ama ben de gidiyorum seninle.
İstikamet nereye?
Kiminle?

Aynı yönlere gidercesine kandırdık birbirimizi,
Yolumuz da amacımız da farklıydı oysa ki.

Ve yine gidiyorsun,
Beni de götürüyorsun kendinle
Fark etmeden.
Hissetmeden taşıyorsun omuzlarında.
Geçmişteki sancıların
Buruşmuş, mavi yırtık sırt çantanda..

Sonsuz sözlerle doldurduk kalbimizi,
Oysa tüm sözler ölümlüydü bizim gibi.

Ve işte gidiyorsun,
Gözlerin gidiyor senden önce
Tutamıyorum elinden, göz bebeklerinden.
Ve sen gidiyorsun,
İstikamet nereye?
Kiminle?
Bilmeden..

20 Mayıs 2011 Cuma

Bana Özel


Bu şehirde bir adam var, adı bana özel..Göremez benim onu ne kadar sevdiğimi, başka kollarda arar mutluluğu.. Parçalı bulutlu olsa da hayalleri, güneşi göstermemi ister ona, bir yol, bir son çizmemi ister. Ama bilemez içimde kopardığı fırtınaları, eski yeni ne varsa götüren kasırgaları, bilemez.. Söylesem de inanmaz zaten, inanamaz benim ona olan aşkımın şiddetine, kabullenemez uykusuz geçen her gecemin sebebi olduğunu. 

Her masal gibi biter o da bende, ben de onda başlamadan yol alırım. Sonbaharın getirdiği bir baharat kokusuyla giderim, arkamda yağmurları bırakırım; ama önemi yok o hiçbir zaman göremeyecek, bilemeyecek, hissedemeyecek.. Duyamayacak benden o sevgi sözcüklerini, oysa bakışlarım öyle anlatıyorlardı ki hislerimi. Olsun, varsın duymasın, varsın bilmesin sonsuza dek.. Ben onu sevdiğimle kalayım, umurumda değil. Bana tekrar sevmeyi hatırlattı ya, varsın bin defa daha kırsın kalbimi, bin defa daha ağlatsın tövbeli göz bebeklerimi..

Güzeldi be, en kötüsü de buydu işte.. O kadar güzeldi ki onu sevmek vazgeçemiyorum bu yangından, her yanım kül olsa da saniye saniye, her anım beni öldürse de onun yokluğunda; varsın sevmesin, beni hiç bilmesin. Sorun değil. O adam ki, beni baştan yaratıp yerle yeksan eden; o adam ki, bana avuçlarında yağmurları getiren; o adam ki, adı bana özel..

BİRAZ SEN EN ÇOK DA BEN


Sanırım sıkıldım,
Biraz senden, biraz ondan, en çok da kendimden.
Her defasında yemin ettiğim sözlerden dönmekten,
Hayatımdaki herkesi hüsrana uğratmaktan,
Ve seçimler arasında nefessiz kalmaktan..
Yorulmuşum, tek yol buymuş gibi hayaller kurmuşum.
Mesela, zaman geçse şöyle 5-10 yıl kadar,
Bir bakmışım olduğum yerde saymıyorum artık.
Büyümüşüm, değişmişim, hayatın sillesini de bir güzel sindirmişim,
Üstelik de korkmuyorum hiçbir şeyden,
Cabbar olmuşum, çoğunda da umarsızlıktan..
Çünkü bütün heyecanımı yitirmişim,
Görmem gerekenleri görüp, duymam gerekenleri işitmişim..
Dünyanın en kalabalık ülkesinde unutulmuş ve terk edilmişim.
Ve artık her şey için çok geç olmuş,
Umrumda bile olmamış oysa ki..
Keşke demem için hiçbir sebep kalmamış.
Hikayelerimi anlatıp, mutsuz sona ermişim.
Yorulmuşum, kaçmışım,
Aşk çölünde aç ve susuz kalmışım.
Sinmişim, bir şekilde ümitler yeşertmişim.
Ölüm değil ama yolun sonunda ben de bitmişim..
Biraz senden, biraz ondan, en çok da kendimden gitmişim. 

16 Ocak 2011 Pazar

Bilmediğimiz Bir Şey Değil Yaşamak..

Bizim olmayan yollarda yürüyoruz
Adımlarımızı sayarak..
Bizim olmayan bahçelerden geçiyoruz
Kırmızı güller toplayarak..
Canımızı yaksa da dikenleri devam ediyoruz,
Bütün bir dünya bizimmiş gibi..
Bizim olmayan yaşlı bulutları görüyoruz,
Elimiz uzanmıyor olsa da umutlarımız yetişebiliyor martılara..
Evet, bizim de hayallerimiz var.
Bir çoğu da defolu, kırık.
Bizim olmayan bu yollarda ağlıyor, gülüyor, ölüyoruz..
Sonra tekrar kalkıyoruz ölüme ve hayata meydan okuyarak.
Ne devam ediyoruz ne de kalıyoruz..
Zaman duruyor sanki.
Bizim olmayan bu yollarda,
Evren ayaklarımızın altında gibi
Sona doğru yürüyoruz,
Nereye gittiğimizi düşünmeden
Bu yollar ki nereye vardığından habersiz
Bizim nefeslerimiz yankılanıyor karanlığında.
Bilmediğimiz bu yollar,
Başka hiçbir şey değil.
Bizi sürgün ediyor kendi yalnızlıklarımıza..