20 Ekim 2010 Çarşamba

Hayat 1-2

Bir elimde neşter diğer elimde umutlarım.. Hissettirmeden yakıyorum canlarını. Çok mu acı çektim? Hayır! Çok mu şey yaşadım? Hiç sanmıyorum. Kendimi incittim mi? Bir çok kez, yaşadığımın farkına varmak için vermiştim bütün kayıplarımı. Onlara söz hakkı doğmayacak bir daha, silip atıyorum çözümsüz yarınları. Bir gece daha uyku yok anlaşılan, bütün günahlarım eski bir defterde yazılı.. Celladımın elinde tüten bir hayat çubuğu, gülerek bakıyor gözlerime; beni hafife alırcasına. Ağlamıyorum, beni ağlatamayacak bu defa. Ben de gülüyorum, pasif bir kahkaha fışkırtıyorum yer yüzüne, kendi uçurumlarımın kenarında ayyaş gibi bir sağa bir sola sallanıyorum. Bu sefer kendimi bırakacağım ama düşmekten korkmuyorum bunca şeyden sonra. N'olursa olsun artık korkmuyorum, siper ettim göğsümü, rüzgara meydan okuyorum. Bu sefer yılmayacağım, bunu inanarak söylüyorum. Güç gösterisi de değil bu, küf kokulu bir sirk meydanında. Uçabilirim inanıyorum, bir adım uzaklığımda. Hayat birkaç karış uzak bana, yaklaşıyorum geri çekiliyor, yaşamama tahammüllü yok sanki, korkuyor benden evet titriyor sol eli, yavaşça kalbine götürüyor elini, başı dönüyor, saniyelik bir sarsıntıyla yere yıkılıyor. Bu filmi daha önce de görmüştüm ben, evet hatırlıyorum sepya bir yaz akşamıydı hiçbir şeyden habersiz olan ben yeni yeni farkındalık kazanırken yırtıyordum bütün sayfaları, siliyordum teker teker celladımın ıslak el yazısını..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder